10 Haziran 2010 Perşembe

ZENCİ MUSA

Mehmet Akif Ersoy'a
"Eşref Bey'in emir eri Zenci Musa;
Omuzundan arşa yükseldi nebi İsa (as)" dedirten, Zenci Musa, günümüzde unutulan hatta en tanınmışların bile unutulmaya yüz tuttuğu son kahramanlardandı. Malumunuz herkesin ve herkesimin bir konuya odaklandığı bir zamanda, sürekli kaos kelimesinin kullandırılmaya ve zihinlerin bulandırılmaya çalışıldığı ülke ortamında, Zenci Musa’nın hayat hikayesi insanı ister istemez etkiliyor. Sizi de etkilemesini istedim. Onu bilmek ve yâd etmek millet olarak bizim ona bir borcumuz. Hayatını ve hikâyelerini Mehmet Niyazi’den öğrendiğimiz 

Aslen Sudanlı olan Zenci Musa, Girit'te dünyaya geldi. Kahire’de yaşayan ve tam bir Osmanlı hayranı olan dedesi, Zenci Musa'yı, İslam'ı iyi öğrenmesi ve Osmanlı'yı yakından tanıması için yanına aldı ve onu büyük bir ihtimamla onu yetiştirdi.
Türk mahallesinde büyüyen Zenci Musa Türkçe’yi çok iyi öğrendi. Trablusgarp’ta Türk subaylar ve Şeyh Sunusi'nin önderliğinde İtalyanlara karşı verilen mücadeleye katılan Zenci Musa, I.Dünya Savaşı'nda komutanı Eşref Bey'den yeni görevlerinin Yemen'deki Yedinci Ordu'ya altın götürmek olduğunu öğrendi.
300 bin altını Yedinci Ordu Komutanı Ahmet Tevfik Paşa'ya teslim etmeleri gerekmekteydi.43 kişi değişik kılıklarla yolculuk yaparak Medine'ye vardılar. İki gruba ayrılarak yola çıkan 43 kişi Cembele mevkiinde 25 bin kişilik bir Bedevi-İngiliz kuvvetleri tarafından kıstırıldılar. Eşref Bey esir alınıp Lawrence'in karşısına çıkarıldı; fakat Zenci Musa bu hengâmede grubuyla birlikte altınları kaçırmayı başardı.
12 Ocak 1917'de gerçekleşen bu savaş London Times Gazetesi’nde sekiz sütun üzerine manşetten verildi.
300 bin altını Yemen'de Tevfik Paşa'ya teslim etmeyi başaran Zenci Musa, I. Dünya Savaşı bittikten sonra Anadolu'da gerçekleştirilecek Milli Mücadele'ye destek vermek amacıyla İstanbul'a geldi.
Zenci Musa’nın zor durumda olduğunu anlayan Ali Sait Paşa kendisine, emekliliği için bir dilekçe vermesini ve böylece bir emekli maaşı bağlanabileceğini söyledi. Fakat Zenci Musa ona şu ibret dolu cevabı verdi:
"Paşam, ben bu fakir milletten emekli maaşı alamam!"
Bu cevabı alan Ali Sait Paşa, Zenci Musa’dan habersiz İstanbul hamallar kâhyası Ferit Bey'e gitti. Kendisini birkaç gün sonra Zenci Musa ile birlikte ziyaret edeceğini söyledi. Ferit Bey'den istediği, bu ziyaret esnasında Zenci Musa'ya bir iş teklifinde bulunmasıydı. Bir araya geldiklerinde Ferit Bey, Zenci Musa'ya Karaköy gümrüğünde kâhyalık yapması için teklifte bulundu. Bu teklif karşısında Zenci Musa, kendinden beklenilen bir cevap verdi;
"Ben kâhyalık yapmam, onu yaşlı bir Müslüman'a verin. Orada hamallık varsa yaparım"
Zenci Musa, o büyük kahraman artık gümrükte hamallık yapmaya başladı. İşgal kuvvetleri komutanı General Harrington, İstanbul'da Galata gümrüğünü gezdiği sırada, kendisine "İşte 300 bin altını Yemen'e kaçıran Zenci Musa bu!" denildiğinde hemen onun yanına gitti ve ;"Eğer bizimle çalışırsan seni altına boğarım."
Zenci Musa'nın bu teklife karşı verdiği cevap, adeta Türk milletinin cevabıydı.
"Her teklif herkese yapılmaz. Bu sözleriniz beni ancak rencide eder. Benim bir devletim var: Devlet-i Osmanî; bir bayrağım var, ay-yıldızlı bayrak; bir kumandanım var, Eşref Bey. Bu iş daha bitmedi, sizinle mücadelemiz devam edecek...!"
Zenci Musa, gündüz Galata gümrüğünde hamallık yapıp, gece Milli Mücadele için Anadolu'ya silah kaçırırken vereme yakalandı. Ali Sait Paşa'nın bütün ısrarına rağmen bir sanatoryuma yatmayı kabul etmeyerek, eşyalarını alıp Üsküdar'daki Özbekler Tekkesi'ne gitti.
Veremden kurtulamayarak kısa süre sonra burada vefat ettiğinde, bavulundan bir Osmanlı haritası, Eşref Bey'in resmi ve kefen bezi çıktı.
Çoğu isimsiz kahraman, hayatları boyunca belki bir gün bile kendi keyifleri için enerji tüketmedi. Senin gibi "tek başına bir millet" olan kahramanlarımız ruhlarınız şâd olsun…
Tarih örnekleme ile öğreten felsefedir. B.Broke
Yazar: Hilal Seyhan
http://www.memleket.com.tr/ sitesinden 10.06.2010 tarihinde yazdırılmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz alınmıştır. Teşekür ederiz..