Osmanlı padişahı Sultan Abdülazizin ölümünden
birkaç gün önce çekilmiş fotoğrafı gün yüzüne çıktı. Padişahın tahttan hal edildiği 30 Mayıs ile ölüm tarihi olan 4
Haziran 1876 arasında geçen dört günlük süre içinde çekilen fotoğraf, Abdülazizin
ölümü üzerindeki sır perdesini tam olarak kaldırmasa da bir Osmanlı sultanına
reva görülen aşağılayıcı tavrı gözler önüne seriyor.
Saray
fotoğrafçılarından Vasilaki Kargopulo tarafından çekilen fotoğrafta, padişahın
giydiği kıyafetler ve arkasında lâubali şekilde duran sarayın alt görevlileri
dikkat çekiyor. Endişeli gözlerle bir sandalye üzerinde oturan Abdülazizin
arkasında duran iki görevli, sultanın omuzuna dirsek dayamış şekilde poz
veriyor. Resmî tarih kitaplarında Abdülazizin iki bilek damarını keserek
intihar ettiği yazılıyor. Ancak annesi Pertevniyal Valide Sultan, hatıratında
oğlunun Feriye Sarayına gizlice sokulan üç pehlivan tarafından öldürüldüğünü söylüyor.
Valide Sultanın söylediklerinin doğruluğuna inanan çok sayıda tarihçi de bir
insanın her iki bileğini de keserek intihar etmesinin mantıken mümkün
olmadığına işaret ediyor.
Bahattin Öztuncayın hazırladığı ve Aygaz tarafından yayımlanan Hatıra-i
Uhuvvet: Portre Fotoğraflarının Cazibesi 1846-1950 adlı kitapta, iki yüze yakın
tarihî şahsiyetin ilk kez ortaya çıkan fotoğrafları yer alıyor. Osmanlı Devleti
ve Türkiye Cumhuriyetinin siyasî, askerî teşkilatları ile edebiyat ve sanat
alanında önemli roller üstlenmiş devlet adamlarının, yerli ve yabancı hanedan üyelerinin,
ressamların, şairlerin ve yazarların fotoğraflarını içeren albüm, çok önemli
bir tarihî kaynak niteliğinde. Önemli bir bölümü ithaflı olan portrelerin
çoğunun ilk kez gün ışığına çıkıyor olması da görsel tarihimiz açısından son
derece sevindirici. Ancak bazı portrelerden yansıyan ifade ise bir o kadar
hüzünlü.
Hatıra-i Uhuvvette Mustafa Kemal Atatürk, Sultan Abdülaziz,
Sultan II. Abdülhamid, Sultan Vahideddin, Abdülmecid Efendi, Gazi Osman Paşa,
Ahmet Cevdet Paşa, Enver Paşa, Kâzım Karabekir Paşa, Abbas Halim Paşanın da aralarında
bulunduğu birçok devlet adamının; Yahya Kemal, Ahmet Hamdi Tanpınar, Reşat Nuri
Güntekin, Nazım Hikmet, Hoca Ali Rıza, Osman Hamdi, Tevfik Fikret, Faruk Nafiz
Çamlıbel, Hamdullah Suphi Tanrıöver, Halit Ziya Uşaklıgil gibi yazar, şair ve
ressamlar ile birçok sultan ve şehzadenin fotoğrafları yer alıyor. Albümdeki
tarihî fotoğraflar arasında Mustafa Kemal Atatürke ait beş fotoğraf bulunuyor.
Mustafa Kemal ve üç arkadaşının fotoğrafını 1917de Halepte Yıldırım Orduları
Kumandanı olarak görev yaptığı sırada Ermeni sanatçı çekmiş. Atatürkün Çankaya
Köşkünün kapısı önünde çektirip, daha sonra eşi Latife Hanıma imzaladığı fotoğrafta
Latife Gazi Kemale, Gazi M. Kemal yazıyor. Esprileri ve nükteleriyle bilinen
ney ve hiciv ustası Neyzen Tevfikin gün ışığına çıkan fotoğrafındaki yüz
ifadesi sanatçının çaresizliğini ortaya koyuyor. Hiç ibareli rozetiyle poz
veren ve dünyaya aldırmayan tavırlarıyla bilinen Neyzen, oldukça kederli bu
fotoğrafta. Tanpınarın çok az bilinen fotoğrafında ise yüzünde efkar, ağzında
sigara var. Nazım Hikmet, Ankara Cezaevinde iken çektirdiği fotoğrafın arkasına
şu notu düşmüş: Bu da bizim deve kervanı gibi durduğumuzun resmidir. Ankara
Zindanı, 1923
Bahattin
Öztuncay, kitabının hedefini, insanın dış görünüşü ile ruh dünyasının tam
kesişim noktasında bulunan portre fotoğraflarının sanatsal ve belgesel
yanlarını ortaya çıkarmak olarak açıklıyor. Albüm şeklinde tasarlanan eserdeki
fotoğraflara kısa biyografik bilgiler eşlik ediyor. Yaklaşık 100 yılın bir
panoraması niteliğindeki fotoğraflar kadar bu fotoğrafları çeken isimler de
Türk ve dünya fotoğraf tarihi açısından önemli. Portrelere imza atan
fotoğrafçılar arasında Abdullah Biraderler, Vasilaki Kargopulo, Paskal Sabah,
Carlo Naya, Boğos Tarkulyan ve Karl Pietzner gibi dönemin ünlü isimleri
bulunuyor.
Abdullah Kılıç-5 Mart 2005-Zaman
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuz alınmıştır. Teşekür ederiz..