Türk edebiyatının en önemli şairlerinden Sezai Karakoç, 1950’de şiirine ilham olan Mülkiye’de sınıf arkadaşı
Muazzez Akkaya için “Monna Rosa” şiirini kaleme almıştı. Ama bu şiirin 19 yaşındaki
Karakoç’un platonik aşk yaşadığı Muazzez Akkaya için yazıldığı neredeyse yarım
asır sonra anlaşılacaktı.
Gizemlerle dolu bir şiirdi Monna Rosa. Şairinin gönlündeki karşılığı “Tek Gül”
demekti. 14 kıtalık sözlerinde aşk, sevgi, hasret, itiraf ve sitem vardı. Ancak
kimse çok uzun bir süre Monna Rosa’daki sihri çözemedi. 50 yıl sonra anlaşıldı;
şiirin kıta başlarındaki harflerin yan yana getirilmesinden “Muazzez Akkaya’m”isminin
ortaya çıktığını...
“Monna Roza siyah güller, ak güller /
Geyve’nin gülleri ve beyaz yatak” dizesiyle
başlayan Monna Rosa’da müthiş akrostiş vardı. Peki kimdi bu Muazzez Akkaya?
Şiir üstadına nefis dizeler yazdıran bu güzel kadın efsane miydi, yoksa gerçek
mi?
Artık inan bana muhacir kızı,
Dinle ve kabul et itirafımı.
Bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı
Alev alev sardı her tarafımı,
Artık inan bana muhacir kızı.
Şiirin kıta başlarındaki harfler ve şiirin dizeleri aslında her şeyi
anlatıyordu; ancak ne Sezai Karakoç konuştu bu aşkla ilgili bugüne kadar, ne de
Muazzez Akkaya. Muazzez Akkaya, hem şairin kendisine olan tutkulu aşkından hem
şiirin kendisine yazıldığından haberdardı. Ama görmezden ve duymazdan geldi
nedense... Karakoç da kimseye bir şey söylemeden aşkını dizelere nakşetmekle
yetindi, hiç evlenmedi! Muazzez Akkaya üniversite yıllarında sevdiği başka
biriyle evlenip mutlu bir yuva kurdu. Ve böyle geçti yıllar, tıpkı şiirin
dizelerindeki gibi...
Zaman çabuk çabuk geçiyor Monna;
Saat on ikidir, söndü lambalar.
Uyu da turnalar gelsin rüyana,
Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar;
Zaman çabuk çabuk geçiyor Monna
Yıllar sonra bugün 82 yaşındaki Muazzez Giray (Akkaya), bir banka reklamında
ortaya çıktı. İstanbul Fenerbahçe’de yaşayan Muazzez Akkaya, Monna Rosa
şiirinin kendisine yazıldığını bildiğini itiraf etti. Akkaya, Karakoç’un
şiirinden birkaç arkadaşı dışında kimseye bahsetmemiş, onlara bu sırrı kimseye
söylememeleri için iyice tembihte bulunmuş. Akkaya, birkaç yıl önce bir
gazetede bu şiirin kendisine yazıldığının ortaya çıkması üzerine yine
konuşmamayı yeğledi.
Muazzez Akkaya (Giray), Garanti Bankası’nın
reklamında oynuyor.
AKKAYA SESSİZLİĞİNİ HABERTÜRK'E BOZDU
MUAZZEZ AKKAYA (GİRAY): Aslında
bu konuda hiç konuşmak istemiyorum, ama madem aradınız; o reklam filminde benim
oynadığımı fark ettiniz onun hatırına birkaç cümle konuşayım. Gençliğin verdiği
heyecanla yaşanmış bir tutkuydu, benim için de gençlikte kalmış bir hatıra.
Sezai Karakoç, büyük bir şair! Bu tutkusu devam ediyor mu bilmiyorum, benim
için tarihe mal olmuş bir aşk, bir şiir ve hep böyle de kalacak. Ben okuldan
sonra mutlu bir evlilik geçirdim. O döneme ait fotoğrafların çoğunu imha ettim,
keşke saklasaydım diyorum bazen. Kendisiyle hiç görüşmedim, 15 yıl önce bir
arkadaşım görüşmüş, onun aracılığıyla haber aldım. Kendisine, bana olan
sevdasına, aşkına hep saygı duydum. Okul yıllarında da bana olan ilgisini fark
etmiştim; bu şiiri yazdığını da biliyordum ama ben aynı yakınlığı duymamıştım.
Belki bir yerde karşılaşırsak bir merhaba derim. Allah hepimize uzun ömür
versin.
ŞAİR KARAKOÇ, ÖDÜL ALMAYA
GİTMEMİŞTİ
Sezai Karakoç 1933 yılında
Diyarbakır Ergani’de doğdu. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde
Cemal Süreya ve Ece Ayhan okul arkadaşlarıydı. İkinci Yeni şiirinin kurucuları
arasında gösteriliyor. Eleştirmenlerce Monna Rosa şiiri Türkçe yazılmış en iyi
aşk şiirlerinden biri olarak gösteriliyor. 2007 yılında Kültür Bakanlığı Büyük
Ödülü kendisine verildiğinde, “Maddi ödülün takdiri size ait, ödül plaketini
postayla gönderebilirsiniz” diyerek ödülü almaya gitmedi. 70’e yakın eser
kaleme aldı.
İşte o reklam filmi
17.02.2013 Habertürk Gazetesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuz alınmıştır. Teşekür ederiz..