27 Ocak 2011 Perşembe

Hanedanlıktan, Vatansızlığa; Yahut Son Osmanlılar-1


Endişeli Bekleyiş
Hanedan ve saray muhiti şubat 1924’de Ankara’dan gelen haberlerleepey heycanlıydı. Hilafetin kaldırılacağı hanedanın erkek mensuplarının Türkiyedışına sürgüne gönderileceği çeşitli yerlerde yazılır, konuşulur olmuştu.
Hanedan mensupları bu dedikodular yoğunlaştıkça daha daheyecanlanıyor ve ürkekleşiyordu. Meclisin hanedanla ilgili bir karar alıpalmayacağı alacak olursa kimler için geçerli kılınacağı merak ediliyor,düşünülüyordu.  Dahası sürgün gerçekleşirse kimlerin gönderileceği,kalanların ne yapacağı da muammaydı.

Rusya ve Avusturya gibi ananesi eski devrik hanedanların sürgünmisalleri de ortadaydı ve hanedanı iyiden iyiye karamsarlığa sevk ediyordu.Fakat hiç kimse bütün Osmanlı ailesinin damatlarına varıncaya kadar Türkiye’densürüleceğine ihtimal veremiyor, tasavvur dahi edemiyordu…
Osmanoğulları’nın endişeli bekleyişi 3 Mart 1924 günü cevapbuldu. Korkuları gerçek oluyordu.  Millet Meclisi 431 sayılı “ Hilafetinilgasına ve Hanedan-ı Osmanî’nin Türkiye Cumhuriyeti devleti hudud-u memâlikiharicine çıkarılmasına dair”  meşhur kanunu kabul etti.
Gerçi Ankara hilafeti kaldırmaya çok önceden karar vermişti fakatçıkarılan kanunla hem hilafet kaldırılıyor hem de bütün padişah mülklerine elkonulduğu gibi hanedana mensuplarının Türkiye topraklarında yaşamaları,ebediyen yasaklanıyordu. Millet Meclisi bütün Osmanoğlunu ilelebet Türkiyetopraklarında, değil yaşamaktan transit geçmekten bile mahrum ediyordu.
Kanun görüşülürken hilafetin kaldırılması ve hanedanın sürülmesi üzerinehararetli tartışmalar oldu. Meclisin mi yoksa hilafetin mi daha yüksek birkonumda olduğu, hanedandan kimlerin sürüleceği yahut sürülmemesi münakaşa ilemüzakere edildi. Hatta müzakereler sırasında  söz alan Rize mebusu EkremBey “hanedandan sadece yaşayanlarısürmekle yetinmemeliyiz onların cedlerinin kemiklerini dahi mezarlarındançıkararak Türkiye haricine göndermeliyiz “ diyordu.
Neticede 431 sayılı kanun millet meclisinden çıkarıldı.Türkiye topraklarını terk için şehzadelere 24 saat sultanlara 10 gün süretanındı. Hükümet Halife Abdülmecid efendinin ise hemen o gece sınır dışıedilmesi talimatını verdi
Halifenin sürgünü
Kararı İstanbul valisi Haydar Bey ve Polis müdürü Sadeddin beytebliğ ettiler. Bu sırada sarayın etrafı inzibatlarca sarılmış telefon vetelgraf ağı kesilmiş giriş çıkışlar tutulmuş dışarı ile her türlü bağlantıimkânı kesilmişti. Halife Abdülmecid’in kararı öğrenince ilk tepkisi “ benvatan haini değilim. Buradan ölsem de gitmem” oldu.
Fakat vali Haydar Bey ve Polis müdürü Sadeddin Bey ‘in ; milliiradenin kararına itaat etmediği taktirde saraydan gerekirse zor kullanılarakçıkartılacağını söylemeleri halifeye kararın her şeye rağmen mutlakuygulanacağını fark ettirdi.
hazırlıklar 1,5 saat sürdü Halife ve maiyeti hemen o geceDolmabahçe’den alınıp Çatalca’ya götürüldü.  İstasyonda bekleyen SimplonEkspresine bildirilerek Türkiye topraklarından çıkarıldı. Halifeninsürülmesinden hemen sonra da Dolmabahçe sarayında Sultan Abdülaziz zamanındanberidir yaşayan ve hizmet gören 50 kadar yaşlı kadın Darülaceze’ye sevk edildi…
İki hafta içinde 155 kişilik Osmanlı ailesinden Türkiye’dehiç kimse kalmadı. Kanuna dahil olmadıkları halde ebeveyn ve çocuklarıylasürgüne gitmek zorunda kalanlarla toplam 200 kadar kişi ellerineverilen ikişer bin İngiliz lirası ve bir yıllık “dönüşü olmayan” pasaportlarla“heimatlos”  vatansız diye nitelenen statüde sınır dışı edildiler. BöyleceCumhuriyet Türkiyesi, mirasını devr aldığı 6 asırlık bir devletin kurucuailesini bu şekilde tarihe taşıyordu. Oğuz han neslinden ve tarihin en eskihanedanlarından  yalnız  Türk tarihini değil, dünya tarihini deoluşturan bu  muazzam aile ; Osmanoğulları siyaset sanesinden çekilmiş oldu.
www.tarihvemedeniyet.orgsitesinden alınmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz alınmıştır. Teşekür ederiz..