ELEŞTİRİLERİN tümünü "kabul ediyor" Erbakan dokuz saatlik MGK'da. Deyim yerindeyse, "kuzu gibi" dinliyor ve dile getirilen kaygıların giderilmesi için "hükümetin elinden geleni yapacağını" belirtiyor.
Son otuz yılın en uzun MGK'sı önceki gün dokuz saatlik maraton sonunda Cumhuriyet'in "büyük bir tehlike ile karşı karşıya bulunduğunu"tespit ediyor. Bu tehlike, "şeriat ya da köktendincilik" , Cumhuriyet'in temel niteliğini değiştirmeye yönelik aşırı islami akımlar...
MGK'da askerler bu tehlikeye işaret ederken, ortaklaşa şunu söylüyor:
"Türkiye'de vatandaşlar dinci ve laik, inanmış ve inanmamış olarak farklı ayrımlara tabi tutuluyor. Dini inançlar istismar ediliyor, din ülkenin bölünmez bütünlüğünü parçalamaya yönelik bir akım haline getirilmek isteniyor. Siyasetin ayrılmaz parçasına dönüştürülüyor, siyaset din üzerinden yapılıyor. Geniş kitlelere siyasal mesajlar din üzerinden veriliyor."
Askerler bu sözlerine MGK'da şunu ekliyor:
"Üstelik, bunlar yapılırken hep belli bir partinin zemini kullanılıyor. Yani, ortada illegal bir örgüte mal edilecek işler yok, her şey açık ve toplumun gözü önünde cereyan ediyor."
Komutanlar bu noktada Türkiye'nin değişik yerlerinde yaşanan olaylardan, söylenen sözlerden örnekler veriyor.
İşte, MGK'nın ilginç yönü burada ortaya çıkıyor. Yukardaki sözler zaten günlerdir gazetelere yansıyor. Ama, bu sözler karşısında Erbakan'ın tavrı merak ediliyor.
ÖNLEMLER NELER?
Sürpriz biçimde "MGK'da hiç tartışma çıkmıyor!.." Kimsenin sesi yükselmiyor. Asıl sürpriz Erbakan'dan. İşte sözleri:
"Bu anlatılanlara ben de katılıyorum!.. Zaman zaman bazı kimseler, bazı yanlışlıklar yapabilir. Ama, mesela Sincan'da gereken hemen yapılmış ve kanunlar işlemiştir. Ben bizim arkadaşlarımıza tembih edeceğim, bundan sonra bu gibi olayların önüne geçilmesinde dikkatli olacaklardır."
Erbakan açıkça geri adım atıyor, eleştirilerin hedefinin RP olduğunu kabul ediyor. Komutanlar bunun üzerine, "bir daha benzer olayların yaşanmaması için bir dizi önlem alınmasında" ısrar ediyor. Nedir bu?.. "Varolan yasaların uygulanması." Çünkü, Cumhuriyet'e yönelecek herhangi bir tehlikeye karşı, yasal yaptırımlar zaten var.
MGK'da dört noktanın özellikle altı çiziliyor: "Eğitimin sekiz yıla çıkartılması. İmam hatip okulu sayısına sınır getirilmesi. Kılık ve Kıyafet Yasası'nın uygulanması. Şeriat propagandasına her düzeyde son verilmesi." MGK bir konuyu daha vurguluyor: Bu önerileri uygulamak, yasaları işletmek için, hükümetin üzerine düşen görevi derhal yerine getirmesi.
MGK uyarıyor, Erbakan "onaylıyor." Hani, Yüksek Askeri Şura kararlarında olduğu gibi. Ancak, Erbakan'ın onaylaması çok anlam taşımıyor. MGK"hükümete bir ay süre tanıyor" , kararların uygulanması için. MGK"uygulamayı izleyecek" ve gelecek ay durum muhakemesinde bulunacak.
Yani, "toplantı bitti, herkes söyleyeceğini söyledi, biz işimize bakalım"mantığı çok yanlış. Bu kapsamda ve açıklıkta, bir başka MGK kararı yok!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuz alınmıştır. Teşekür ederiz..